çalışmamızı yaparken 1951-1959 yılları arasında yayım yapan Pazar Postası gazetesi nüshalarını titizlikle taradık. Birçok şiirin o ilk haline tanık olduk. Türkiye'nin kültür, sanat ve düşünce tarihine damgasını vuran; ancak şiir yazdığı pek akıldan geçirilmeyen birçok kalemin şiirini gün yüzüne çıkardık.
Türk şiirinde 1950-1960 yıllarındaki belirgin değişmeyi araştırmacıların dikkatine ve okurların zevkine sunabilmek maksadıyla her şairin şiirlerini kendi adı altında kronolojik olarak sıraladık. Her şeyden önce çalışmamızın belgesel tadında olmasını hedefledik. Antolojimizin ilk bölümünü yerli şairlere, ikinci bölümünü ise yabancı şairlere ayırdık. Şairlerin eserimizdeki sırası, Pazar Postası'nda yayımladıkları ilk şiirin yayım tarihine göre düzenlenmiştir. Eserin sayfaları çevrildiğinde kronolojik akış zaten görülebilecektir.
İnceleme sırasında en çok karşılaştığım hususlardan birkaçını paylaşmak isterim. Başlangıçta Pazar Postası'nda belli şiir sanatlarına bağlı olarak yayımlanan şiirler moda halini almış ve şairler burada yayımlanan şiirlere öykünmüşlerdir. 1951-1952 yılında doğa ve memleket aşkı şiirlerde moda halini almış, yayımlanan şiirler bu temayla çıkmıştır okuyucunun karşısına. Bu yüzden gazetenin yazı işlerini yöneten isimlerin yayımlanacak şiirleri kendi zevk ve sanat anlayışlarına göre belirledikleri kanaatini taşıyorum. Mektupla şiir yayımlama talebinin öne çıktığı bir dönemde yoksa başka nasıl karar verilecekti basılacak şiirlere Muzaffer Erdost'un 16 Haziran 1956'da gazetenin yazı işleri müdürlüğüne getirilmesinden sonra İkinci Yeni şiirinin örneklerine daha sık rastlanması buna örnek olarak sunulabilir.
Kullanıcı Yorumları