Konstantinopolis'in fethinden sonra Batı Avrupa ile II. Mehmed'in arası açıktı elbette; buna rağmen 1460'larda ve 1470'lerde Batı ile Doğu arasındaki kültür alışverişi gelişti. Bazı Avrupalılar yıllarca Osmanlı sarayında yaşadı. Venedik doçunun bir dönem için Gentile Bellini'yi Fatih Sultan Mehmed'e gönderdiğini biliyoruz. Ayrıca, o sırada yeni bir saray yaptırmakta olan Mehmed, bu yapının bezenmesine yardımcı olmak üzere uygun bir sanatçının gönderilmesini Napolili I. Ferrante'den rica etmiş, böylece Costanzo da Ferrara da Topkapı Sarayı'na gelmişti. Costanzo'nun 1481 civarında yaptığı II. Mehmed portre madalyonu, kesinlikle Osmanlı'ya özgü bir sanat eseri olmakla birlikte, Batı Avrupa sanatsal geleneğindendir. İşte önce bu madalyonun peşinden giden bu çalışmada, kültürel kimliği çerçeveleyen kavramsal sınırlar ile bu sınırların modern Avrupa haritası üzerindeki yeri inceleniyor. Yazarlar, Fatih'in portre madalyonlarının yanı sıra, halılar ve at yetiştiriciliği aracılığıyla kültürel kimliklerin gelişimini, Doğu ile Batı arasındaki kültürel alışverişin izini sürüyorlar.
“Rönesans'ta Batı ile Doğu'nun arasında gidip gelen sanat objelerinin bir dizi parlak yorumunu sunan bu inceleme, aynı zamanda imparatorluklar arasındaki rekabetin de destansı bir hikâyesidir; sarayların görkemli sanat eserlerini sergileyerek nasıl üstünlük iddia ettikleri araştırılmaktadır. Kitapta, bu sanat eserlerinin nefis resimlerini de göreceksiniz.“
The Good Book Guide
“Taptaze, eğlenceli ve çok iyi sunulmuş.“
The Economist
Kullanıcı Yorumları