Salavat-ı şerife, Hz. Peygamberimiz ile, her an ve her mekânda iletişim üzere olmaktır. Resülullah üzerine Salât ve Selam getirmek, ona yakınliktır ve duaların kabûlüne delildir. Bu münasebetle Allah (c.c.)'a yakınlığa sebeptir. Bunun için "saların huzurlu kalp ile okunması gerekir. Huzur-u kalp ise, salât ve selâmın yerinin ve manasının tam anlaşılması ve açıklığa kavuşmasıyla mümkündür ki; İlahî sırlara vakıf Kutb-u Rabbani Abdülkadir Geylâni Hazretleri'nin evrad-ı şerifesini ve "Salat-ı Kübra" isimli "Delâil-i Hayrarını sevenlerin, salihlerin ve din kardeşlerimizin, din-i mübTni okurken mânâ ve ışıklarını tefekkür etmesi ıçin huzurlu kalp üzere olması gereklidir. İyi biliniz ki, salavat-ı şerifenin fazilet ve faydaları, mükafatı ve sevapları, hasıl ettiği manevi meyveleri sayılamayacak kadar çoktur. Aklın bunları kavraması zordur. Anlamaya akıl kafi gelmez. Hatta otorite sahibi araştırmacılar ve büyük müfessirlerin bazıları: "Cenab-ı Fahr-i Resül üzerine salât, "efdal ibadetlerdendır," demişlerdir. Zira, Hz. Muhammed'in üzerine bizzat Allahı.) Teala hazretleri salât selam getirmiş melâike-i kırâmın ve insanların salât ve selam getirmelerini de emretmiştir.
Kullanıcı Yorumları