Ne kadar umursamaz, anlayışsız ve sevgisiz yaşadığımıza, özellikle Batı'nın getirdiği “devamlı ilerleyen“ sistemin içinde insanların kendi kendilerini birer robota dönüştürdüklerine “engin bir saydamlıkla“ bakıyoruz!... Evet, bilgisayarlar henüz gövdemizin içinde değil, nefes alıyoruz ama yaşadığımız düzen insanın -asıl insan yapan- özlerini hızla kurutuyor. Bu robotluğa, “yeni insanlığa“ geçiş devresi. Bilimkurgu yazmak için geleceğe bakmaya hiç gerek yok, her şey yanı başımızda, içimizde. Çoğu zaman farkında değiliz. Zaten çoğunluk farkında olmadan yaşamayı -yaşarken kurumayı- seçiyor ya da hiç bilmeden seçmiş oluyor. Neden bu tercih?
“Koltes'in dilinin sadeliği ve açıklığının yanında barındırdığı gerçeklerin 'ağırlığı' ürpertici. İçimde isyan hissi uyandırdı; insanlığın evrimleşme hızıyla sürtünmeden yitirdikleri karşısında duyduğum isyan... Kimseye görünmeden... tamamıyla bağımsız olmanın imkanı yok ama sanırım bir gün kendimi robotlaşmış bulmam daha feci olur. Belki bazılarımız yavaş evrimleşirse diğerleri için geri dönme şansı olur...“ (Aslı H. Aras)
İşte belki Koltes'i yazmaya iten de bu.. Çağdaş Fransız tiyatrosunun yeni dramatik yazınının önde gelen yazarlarında ve özellikle yirminci yüzyılın ikinci yarısının en özellikli yaratıcılarından biri olarak kabul edilen Koltes, yaratı evrenini biçimleyen dört önemli yapıtıyla burada.
(Arka Kapak)
Kullanıcı Yorumları