Sevgi, somut tarifi olmayan ama soyut olarak algılanan bir değere gönülden teslimiyettir.
Sevgi, bedende olmayan ancak ulaşılmak istenen bir hedefe eriyiştir.
Sevginin billurlanmış kristalleşmiş şekli olan aşkın, bir oyun olduğu düşünülebilir.
Ne sevgi, ne de aşk bir oyundur; aşk boyutuyla sevgi, var olduğunu bilmediğin yeni bir kimlikte var olmaktır, yeniden varoluştur, yeniden doğarak diriliştir.
Kristalleşen sevgiyle aşka düşen varlığını unutur, başka bir varlıkta kendini bulur, orada soyunuktur tüm maddi ve manevi dünyalıklardan...
Sevgi için şu kısaltma uygun düşebilir; ya vardır ya da yoktur...
Bu iki kelimenin arası olmaz...
Tam bu düşünceye uygun gelen Cemil Meriç'in aşk için şu ifadesi önemlidir; "Ya hep vardır, ya hiç. Sen hep misin, hiç misin"
Sevgi her açılmaz kapının anahtarı, gönülden gönüle kurulan köprülerin kilit taşı...
Karşılık beklemeden samimi, safça halini yaşamaya doyum olmayan tek his, tek duygu...
Her zoru çözme gücüne sahip; iyiliği teşvik edici ve karamsarlığın, huzursuzluğun karşıtı ilaç...
Sevgi yaşamaktır, hayattır, emektir...
Tek koşulu vardır, karşılıksızdır...
Beklentisiz ve şikayetsiz...
Sevginin düşmanı nefrettir; sevgiden korkar, ateşin sudan korktuğu gibi...
Sevgi nefreti yener...
"Sen hiç nefret eden birine, sevgi ile sarıldın mı
Söndürdün mü nefretin yakan yalazını
Suyun ateşle buluşması gibi!
Koşulsuz sevgi mutlaka söndürür ateşini nefretin!
Kazanır sevgi, sevenler ve sevilenler için!"
Kullanıcı Yorumları