Kıvrımlı uzun bir yol alabildiğine uzanıyordu. Kenarlarda, taşlardan yapılmış, hafif yüksek duvarlar dikkat çekiyordu. Bu duvarlar, yola bakımlılık kazandırmıştı. Yol çakıllarla kaplanmış ve özenle yapılmıştı. Her zamanki gibi^bu yoldan eve ulaşıyordu. Yol, onun için rutin bir hal almıştı. Eve giderken çoğu kez hülyalara dalar ve etrafa pek bakmazdı. Bugün de zihni meşguldü. Düşüncesi, eğitim hayatı ile ilgiliydi. Edebiyat, kendisinde vazgeçilmeyen bir tutku olmaya devam ediyordu. Edebiyat sevgisi, her geçen gün artıyor ve iyi bir üniversite eğitimi almak istiyordu. Kendisine en yakın şehir, İstanbul'du. İstanbul, onun için mutlaka okunması gereken, güzide bir romandı. Hayatının en güzel yıllarını bu şehirde geçirmek istiyordu. Kendi gözünde büyüttüğü İstanbul'u birde canlı olarak yaşamak istiyordu. Gerçi son zamanlarda İstanbul'un modern dünyaya ayak uydurması onu üzüyordu. Ama o, İstanbul'u çok farklı buluyor ve bambaşka bir şehir olarak tasavvur ediyordu.
Kullanıcı Yorumları