Süheylî'den Duyulmadık Hikâyeler Ortadoğu tarihinin
tek kare resmi gibidir. Bir milletin bütün unsurlarını içinde
barındıran, ana dokusu ve temel renkleri insan olan büyük bir
resim. İnsanoğlunun hiç eskimeyen, daima güncelliğini koruyan
özü, Süheylî'nin kaleminden günümüze ulaşıyor. Süheylî,
okuduklarını ve duyduklarını, malzemesi kelimeler olan bir
ressam, bir nakkaş gibi, berrak, ışıltılı renkler kullanarak canlı
tablolar halinde sunuyor. O, hikâyeleriyle dış görünüşün ardındaki hakikatin, insanın ruhuna dek uzanıp orada yankılanan
hakikatin izini sürüyor. Aydınlık, masmavi, berrak bir
gökyüzünün altında kentleri dolaşarak, sanki günün yorgunluğunu da ay ve bol yıldızlı yaz göğünün altında, sırtını bir
ağaca yaslamış, yanan ateşin ışıltısının dost yüzlere vurduğu
bir dinlenme anında hikâyelerini tadına vara vara anlatıyor.
Adeta hakikatin konuşarak, dost gönüllere çarpa çarpa arandığı, tadına doyulmaz bir sohbeti hatırlatıyor. Ve daima bu
sohbete Yaratıcıya azîm bir teşekkür ve yaratılanlara ise derin
bir saygı eşlik ediyor.
Bu hikâyeler insan olmanın sıcaklığını, aşkın her şeye galip
olacağına olan güveni, sabretmek koşuluyla kötülüğün muhakkak yenileceğini, zalimin asla cezasız kalmayacağını, debdebenin ve ihtişamın ışıklarının bir gün mutlaka söneceğini,
bir gönlü rahatlatmanın, bir acıya son vermenin en önemli
ibadet olduğunu samimiyetle inançla anlatıyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Kullanıcı Yorumları