O, kimileri için arkasından gözyası dökülen tatlı bir anı olmustur. Onlar onun hatırasıyla yasamayı, kendisiyle yasamaya tercih ederler. Onlar onun
arkasından aglamayı, onu önlerinde görmeye tercih ederler. Onlar onun sakalını ve hırkasını, misyonundan daha fazla severler. Ondan bir efsane gibi söz etmeyi, birlikte yasanılan bir “dost” olmaya yeg tutarlar.
Daha baska birileri de “O, tarihin konusudur. O, bir “iletisim aleti” gibi ilahi
mesajı iletmis ve misyonunu tamamlamıstır. O, bugüne tasınamaz. Biz ancak onunla, tarihi bir deger olarak iliski kurabiliriz.” seklinde tavsif ediyor.
Kur'an içinse o, hayatın aktif, kurucu ve insa edici bir öznesidir. Misyonu
ölümsüz olandır. Kur'an, onu çaga tasımak için çırpınır. Onun tarihe
hapsolmasını önlemek için onunla ilgili tarihsel olayları müminin yüregine,
imanına, ibadetine tasır. Kur'an müminin hayatında onu güncel kılmak için ne gerekiyorsa yapar.
Kur'an'ın bak dedigi yerden bakanlar ise onu “üretmek” için çaba harcarlar.
Kur'an'da onu, onda Kur'an'ı görürler. Onu Kur'an'la, Kur'an'ı onunla tanırlar. Kur'an'a onun aynası, ona Kur'an'ın aynası gibi bakarlar. çünkü onlar, onun risalet mirasına ihanet etmekten korkarlar.
Kullanıcı Yorumları