Yükseköğretimde gözlenen ve önümüzdeki yıllarda da sürmesi beklenen talep artışı nedeniyle, yüksek öğretimin sadece kamu kaynakları ile sürdürülebilirliği sorgulanmaya başlanmıştır.
1980'li yıllardan başlayarak refah devleti krizinin ortaya çıkmasıyla birlikte yükseköğretim kurumlarının sayısının artırılmasında özel birikimlerden de yararlanma eğilimi güç kazanmıştır. özel kuruluşlar eliyle yükseköğretimin sunumu değişik biçimlerde gerçekleşmektedir.
Bunlar arasında;
- Kâr amacı gütmeyen (non-profit) vakıf üniversiteleri (örneğin, Harvard, Stanford)
- Kâr amacı güden (for-profit) kurum üniversiteleri (örneğin, University of Phoenix, Devry University.)
- Şirket (corporate) üniversiteleri (örneğin, Motorola University, Oracle University)
- Sınır ötesi (transnational) üniversiteler (örneğin, Nottingham, The Appollo Group)
- Sanal üniversiteler (örneğin, Tec de Monterrey) gibi farklı modeller sayılabilir.
ülkemizdeki vakıf üniversiteleri kâr amacı gütmeyen (non-profit) yapıdadır. Bir kamu hizmeti olarak kabul edilen ve devlet eliyle sunulan yükseköğretim, hizmetin arzında devletin yetersiz kalması sonucu vakıf yükseköğretim kurumları tarafından da sunulmaya başlamıştır. Tıpkı devlet yükseköğretim kurumları gibi bir kamu kuruluşu olan ve kâr amacı gütmeyen vakıf yükseköğretim kurumlarının ülkemizde yeni gelişen bir olgu olması nedeniyle özellikle vergi ile ilgili konularda birçok belirsizlikler ya da çelişkiler ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmanın konusu işte bu belirsizliklere biraz olsun ışık tutma çabasıdır.
(Sunuş'tan)
Kullanıcı Yorumları