“Yaz Sözleri“, yaz dinlencesine giren okullu bir genç kızın büyük kentin uzağındaki ilginç bir ortamda ilklerle karşılaşmasıyla deneyim kazandığı bir süreci anlatıyor. Bu süreçte dedesi ve anneannesiyle kurduğu dostluk ilişkisinin, iki büyüğünün mutluluklarından kaynaklanan bir hayat bilgisine dönüşmesi... Genç kızlığa adım atan Nehirin okulla, büyüklerle, yaşıtlarıyla olan ilişkilerinde yaşadığı sorunlara bu yeni ortamda karşılık bulması... Kentte hiç sorgulanmadan yenen içilen besinlerin nasıl üretildiğini görmenin ve bu üretime küçük de olsa katkıda bulunmanın mutluluğunu yaşaması... Hayata dingin bir şekilde başlayışın, yapacağı işlerde de etkili olabileceği gizini kavraması... Geleceğine ilişkin tasarımlarını bilgi birikimiyle donatıp biçimlendirebileceğini öğrenmesi... Okuyarak, dinleyerek ve yaşayarak çok şeyin şimdiden öğrenilebileceğini kavraması... Nehir, doğal yaşamın yeğlendiği Sakura çiftliğinde yaşadıklarını, dinlediği öyküleri, dedesinin ona aktardığı özlü sözleri günce olarak yazıp ileride bunlardan yararlanmayı, meslek olarak seçmeyi düşündüğü sinemada kullanmayı da tasarlıyor.
Dedesi, onun içinden çıkamadığı çelişkileri, karmaşa ve sorunları nasıl alt edebileceğinin ipuçlarını da verir ona. çünkü dedesi her yaşın kendine göre sorun çözme yöntemlerinin olabileceğine inanan bir kişidir. İnsanın kendini geliştirmesiyle ilgili bir durumdur bu. Yaz Sözleri her iki anlamıyla da onun dünyasında şekillenir: Bir ilke olarak dinlenmenin yararı ve bu dinlencede bile insanın boşa zaman öldürmemesi. İşte yaz dinlencesinde dedesinin konuşmalarından çıkardığı önemli sonuç... Konuşarak kişilerle iyi ilişkiler kurabilmek, dinlemek, öğrenmek, yazmak; sonuçta bunların toplamının yaşamak olduğunun farkına varmak...
(Arka Kapak)
Kullanıcı Yorumları