Halil Değertekin, çocukluğunun ve ilk gençliğinin Diyarbakır'ını anlattığı “Bir Ev... Bir Sokak... Bir Şehir...“ adlı kitabında gösterdiği gözlem ve ayrıntı özeninin yanı sıra, sade anlatımıyla da dikkati çekmişti. Bu anılarından yazarımızın okuma yazmayı öğrendikten hemen sonra, öğretmenleri aracılığıyla tanıştığı dergilerle birlikte, elindeki kalemi daha sıkı tuttuğunu öğreniyoruz. Günlük yazmaktan başlayarak, bir çoğumuz gibi, o da defterine şiirler döktürmüş zaman zaman. Sonunda düzyazıda, öyküde karar kılmış.
Genelde, günlük hayatın gerçekleriyle boğuşurken, sevinçle hüznün salıncağında gidip gelen insanların serüvenine ışık tutuyor yazarımız. Antenlerini, yakından tanıdığı, gözlediği bu insanlara uzatmış. Derken bazen mizaha yakın, neşeli; bazen iç buran, bazen de okurun merakını hep diri tutan psikolojik ağırlıklı öyküler ortaya çıkmış sonunda. Asıl beni bu yolda ümitlendiren, yazarın kitaba adını verdiği öykü gibi kahramanları 'nesne' olan öykülerdeki kurgulama başarısı.
Halil Değertekin'in, duru bir dille yazılmış kendini rahat okutan bu öykülerinin süreceğine inanıyorum.
(Arka Kapak)
Kullanıcı Yorumları